Availability

  • Royal Alhambra Palace Aile Odası

    + more info
    Max:
    • 80 m² genişliğinde, iki katlıdır
    • Ebeveyn yatak odası french bed,diğer yatak odası twin bed ve arada bağlantılı kapı yoktur
    • Ebeveyn yatak odası üst kattadır ve duş-küvet ve wc donanımlıdır
    • Alt katta ise twin yatak ile duş ve wc’den oluşur
    • Ergonomik ve özel dekorasyonu ile çocuklarınıza evlerindeki dinlenme konforunu yaşatır
    • Yandan deniz ve kara manzaralıdır
    • Minimum kapasite 2+2 ve maksimum kapasite 4 kişidir
  • Royal Alhambra Palace Junior Suit

    + more info
    Max:
    • 70 m² genişliğinde, bir yatak odası ve bir oturma odasından oluşur
    • Her iki odada da duş ve wc, yatak odasında jakuzi vardır
    • Minimum kapasite 2 ve maksimum kapasite 2+1 kişidir
    • Tüm junior suite odalar deniz manzaralıdır
  • Royal Alhambra Palace Standart Oda

    + more info
    Max:
    • 40-46 m² genişliğinde,modern dekorasyon ile tasarlanmıştır
    • Sigara içilmeyen odalar misafirlerimizin tercihlerine sunulmuştur
    • Deniz,yandan deniz ve kara manzaralıdır
    • Minimum kapasite 2 ve maksimum kapasite 3+1 kişidir
  • Royal Alhambra Suite

    + more info
    Max:
    • 63 m²genişliğinde 1 büyük odadan oluşmakta olup,odada çift kişilik yatak,tek kişilik yatak,oturma köşesi ve 1 adet küvetli banyo mevcuttur
    • Küvetli banyo özel malzemeleri ile donatılmıştır
    • Maksimum kapasite 3+1 kişidir

General

Stone Group Hotels zincirine ait Royal AlHambra Palace 60.000 m² lik alanda kurulmuş olup Haziran 2012 tarihinde hizmete açılmıştır. Side şehir merkezine 9 km, Manavgat Şehir merkezine 14 km Antalya Hava Limanına 40 km uzaklıkta bulunmaktadır.

Royal AlHambra Palace Akdeniz’in mavi sularına açılan özel altın renkli kumsalı, sakin ortamı, muhteşem bahçeleri, çocuk havuzları, ağaçlar ile çevrili doğal güzellikleriyle misafirlerine evlerindeki rahat ve konforu yaşatan Ultra her şey dahil konsepti ile Stone Group Hotels’in özgün ve seçkin bir tatil merkezidir.

Özel tasarlanmış peyzajı içerisinde, plaja kadar uzanan gezi yolları ve bunlarla özdeşleşen havuzları, etkileyici mimari tarzı ile yiyecek içecek üniteleri misafirlerimize rahat ve konforu yaşatan farklı bir tatil anlayışı sunmaktadır.

Otelimiz bünyesinde hizmet veren “Mini Kulüp, çocuklu ailelerin rahat tatil yapmaları amacı ile oyun alanı, kaydıraklı yüzme havuzları ve oyun parkından oluşmaktadır.

Güzellik ve Spa Merkezinin son derece sakin, rahatlatıcı ortamında bedeninizi ve zihninizi özel terapilerimizle canlandırabilir, vücudunuzdaki tüm gerilim ve negatif enerjiden arınabilirsiniz.Tasarım konseptleri; fonksiyonelliğin yanısıra dinçlik ve dinginlik duygusunu hem görsel ve hem de zihinsel olarak yaratmaya yönelik biçimlerde yapılandırılmış merkezimizde huzur ve dinginliği sağlıklı ve zinde bir yaşantıyla sentezleyerek sizlere hissettirmektir.

Check-in time

14:00

Check-out time

12:00

Hayvan

Kabul etmez

Aktiviteler

Profesyonel ve uluslararası kadrosuyla unutamayacağınız bir tatil ve muhteşem dakikalar geçireceğiniz akşam şovlarını havuz ve deniz manzarası arasında izletmek hedefimizdir. 1000 kişi kapasiteli Amfi tiyatromuz akşam şovları ile farklı ülkelerden gelen misafirlerimize hitap eden gösterilerle donatılmıştır. 04-12 yaş arası çocuklardan oluşur. Bu kategori içerisinde genellikle ailelerinden hala kopamamış ve tüm ihtiyaçları ebeveynleri tarafından karşılanan çocuklara hizmet vermektedir.Çalışma saatleri 10:00-12:00 öğleden sonra 14.30-17.00 arasındadır.

Internet

Var

Park

Var

We are sorry, there are no reviews yet for this accommodation.

Side

Side

“Side” adı Anadolu dilinde “Nar” anlamına gelmektedir. Bu özellik ve belgede bulunan bazı yazıtlardan elde edilen bilgiler Side tarihinin Hititlere kadar uzandığını göstermektedir. Fakat Anadolu’nun en eski yerleşim birimlerinden biri olan Side’nin MÖ 7. yüzyıldan önce kurulduğu da söylenmektedir. Anadolu tarihleri içerisinde Side, diğer Pamphylia kentleriyle aynı aşamaları geçirmiştir. Yunanlar MÖ 7. yüzyıl göçler sırasında Side’ye gelmişlerdir. Eldeki yazıtlara göre MÖ 3. yüzyıla değin de kente özgü bir dil konuşmuşlardır. Hala tam olarak çözülemeyen bu dil Hint-Avrupa dillerindendir. Side MÖ 6. yüzyılın ilk yarısında Lidyalıların, MÖ 547-546’da da Perslerin egemenliğine girmiştir. Pers yönetiminde gelişen kent, MÖ 334′ de İskender’e teslim olunmuştur. İskender’in ölümünden sonra Antigonus’un (323-304). Ptolemaioslar’ın (301-215). MÖ 215’ten sonrada Suriye Krallığı’nın denetimi altına girmiştir. MÖ 2. yüzyılda Ptolemaioslar’ın güçlü savaş ve ticaret filoları sayesinde en parlak dönemini yaşayan kent, bu sürede imar edilip bir bilim ve kültür merkezi haline getirilmiştir. MÖ 188’de Apameia Barışı ile Bergama Krallığı’na bırakılan Side, Doğu Pamfilya bölgesiyle birlikte bağımsızlığını korumuş, büyük ticaret donanmasıyla refaha ve zenginliğe kavuşmuştur. MÖ 78’den sonra Roma egemenliğinde bulunan kent, 2. ve 3. yüzyıllarda bölgenin ticaret merkezi oldu. Özellikle köle ticaretinin sağladığı zengin ve parlak bir dönem yaşandı. 2. yüzyıl boyunca bir bilim ve kültür merkeziydi. Suriye krallarından VII. Antiokhos, tahta geçmeden önce burada eğitim gördü. Kral olduğu zaman (MÖ 138) Sidetes adını aldı. Bu devre kadar başta Athena ve Apollon olmak üzere Afrodit, Ares, Asklepios, Hegeia, Kharitler, Demeter, Dionisos, Hermes gibi birçok tanrıya inanıp tapan Sideliler 4. yüzyılda hristiyanlaşmaya başlamışlardır. Side, 5. yüzyılda Pamfilya Metropolisi (Piskoposluk Merkezi) olunca, 5. ve 6. yüzyılda en parlak devrini yaşamıştır. Bu gelişim 7. 9. yüzyıllar arasında Arap akınları ile son bulmuştur. Kazılar sırasında büyük bir yangın ve çok sayıda deprem izlerine rastlanmıştır. Arap istilası, doğal afetler kentin terk edilmesine yol açmıştır. 2. yüzyılda Arap coğrafyacısı Idrisi burayı ölü bir kent olarak göstermekte ve Yanmış Antalya olarak tanımlamaktadır. İdrisi’ye göre 1150’ye doğru kent halkı Side’den göç etmiş, 12. yüzyılda Side tümüyle boşaltılmıştır. 13. yüzyılda Selçukluların 14. yüzyılda ise Hamitoğulları Beyliği ve Tekelioğulları’nın egemenliği altına giren Side’de bu devirlerde yerleşim olmamıştır. 15. yüzyılda kesin olarak Türk topraklarına katılmıştır. Ancak ne Osmanlılar ne de Selçuklular Side’de oturmadıklarından, yarımada üzerinde Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserlere rastlanmaz.

1895-97 yılında Yunan ayaklanmasının sıçradığı Girit’ten kaçan Müslüman Türkler, yarımadanın uç kısmına bir köy kurularak Girit Adası’ndan gelen göçmenler buraya yerleştirilmişlerdir.[1] Bugünkü köyün çekirdeğini oluşturan küçük köy zamanla tüm yarımadayı kaplamıştır. Antik yapılarıyla kendine özgü mimarisiyle, köy evlerinin bir arada bulunması sonradan “Selimiye” adını alan Side’nin turizme açılmasında büyük rol oynamıştır. Side tarihin derin izlerini taşıyan bir kenttir.


Read more